Bozma anlaşması (ikale), işçi ve işverenin iş sözleşmesinin feshi konusunda anlaşmaya varmış olmasından ötürü tek taraflı bir fesih değildir. Bozma sözleşmesi yoluyla iş sözleşmesi sona eren işçi, iş güvencesinden yoksun kaldığı gibi, kural olarak ihbar ve kıdem tazminatlarına da hak kazanamayacaktır.
İş güvencesi hükümleri yürürlüğe girdikten sonra işverenler iş güvencesinin çevresinden dolanmak adına bozma anlaşması (ikale) kılıfına uydurarak iş sözleşmesini feshetmeye çalışmaktadır. Bozma anlaşması esnasında isçiye bu haklarının kaybolmayacağı ya da kendisine verileceği belirtilerek işçi aldatılmış olmaktadır. Bu doğrultuda işçiye haklar eksik olarak ödenmekte veya hiç ödenmemektedir. İşveren kendisine işe iade davası açılmasının önünü kesmeye çalışmaktadır.
İş ilişkisinin bozma anlaşması yoluyla sona erdirildiğine dair örnekler 1475 Sayılı İş Kanunu ve öncesinde hemen hemen uygulamaya hiç yansımadığı halde, iş güvencesi hükümlerinin yürürlüğe girmesinin ardından özellikle 4857 Sayılı İş Kanunu sonrasında giderek yaygın bir hal almıştır. Yargıtay 2008’de kararlarını değiştirerek, iş güvencesi hükümlerinin çevresinden dolanarak hile ve hata ile işçinin iradesinin yanıltılmasını dikkate almaya başlamıştır. İşçinin bu dava sonucu kazanacağı hakları daha önce anlattığım için tekrar anlatmıyorum. Bu konu hakkında bilgi için I – II. bölümlere bakabilirsiniz.
Av. Faruk SAĞIN